Gaziantep insanları, baklavası, Antep Fıstığı ve mimarisi ile...
Gaziantep insanları, baklavası, Antep Fıstığı ve mimarisi ile Türkiye’de en sevdiğim şehirler arasında yer alıyor. Şehre geldiğinizde ilk ziyaret edeceğiniz yerlerden birisi elbette eski çarşısı olacak. Burada Elmacı Pazarı, Bakırcılar Çarşısı ve Zincirli Hanı birlikte ziyaret edebilirsiniz.
Elmacı Pazarı ya da eski adı ile Almacı Pazarı daha çok yiyecek satılan bir pazar. Burada baklavadan kuru gıdaya birçok yiyecek bulabilirsiniz. Tabi bunlardan önce Antep fıstığını da burada bulacaksınız. Bugüne kadar tattığım en lezzetli salçayı da burada bulduğumu belirtmem gerek. Pazardan sürekli salça almak isterseniz kargo ile Türkiye’nin her yerine gönderiyorlar. Elmacı Pazarı yakınında eski bir kahvehane olan Tahmis yer alıyor. Ancak maalesef kahvehane bir kaç sene önce yenilendi ve o eski güzelliğini kaybedip hayli turistik bir hale büründü. Yine de buraya gelen Gaziantepli müdavimlerin bazıları eskiden olduğu gibi burada soluklanıp sohbet ediyorlar. Tahmis‘de Menengiç Kahvesi içmeyi deneyebilirsiniz.
Brad Pitt Gaziantep’ten giyiniyor
Yiyeceklerin tadına bakıp, alınacaklar listesini oluşturduktan sonra Bakırcılar Çarşısı’na yönelebilirsiniz. Burada oldukça değişik bakır işçiliği ve ilginizi çekecek bir sürü bakır mutfak malzemesi göreceksiniz. Hiçbir şey almasınız bile bu çarşının sokaklarında dolaşmak oldukça keyifli. Sokaklar, bakırcılar, demirciler , kunduracılar gibi bölümlere ayrılmış ve sokağın girişinde nereye girdiğiniz yazıyor. Kunduracılar çarşısında Hayri Usta dikkat çekici. Meşhur Truva, Harry Poter ve 300 Spartalı filmlerinde kullanılan kostümleri süsleyen deri ayakkabılarını o üretmiş. Gazetedeki haberleri duvarları süslüyor. Dükkanda çok güzel el yapımı Yemeni denilen deri ayakkabılar var. Benim en sevdiğim yer ise eski gümüşleri sattıkları yerler. Buradan mutlaka alacak bir şeyler çıkıyor.
Eski çarşının hemen yanında Zincirli Han yer alıyor. Burası bugün restore edilmiş ve hediyelik eşyaların satıldığı bir alışveriş yeri olarak kullanılıyor. Küçük, bir çırpıda gezebileceğiniz güzel bir mekan.
252 çeşit yemekle efsane bir mutfak
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Gaziantep’te çeşitli kültürlerin buluşmasının etkisiyle zaman içinde muazzam bir yemek kültürü oluşmuş. Esnafın belirttiğine göre 252 çeşit yemeğe ev sahipliği yapıyor Gaziantep.
Siz de çokça dolaşıp yorulup acıktığınızda şehre gelen turistler tarafından oldukça sık ziyaret edilen İmam Çağdaş lokantasına uğrayıp 32 çeit kebab türünden birini tadabilir ya da Gaziantep Müzesi’nin arkasında yer alan biraz daha salaş Halil Usta’nın yerinde yine onlarca çeşit et yemekleriyle karnınızı doyurabilirsiniz. Halil Usta’nın yeri de çok fazla turist ağırlıyor, ama bir o kadar da yerel halktan rağbet gördüğünü söyleyebilirim. Yemekleri oldukça lezzetli. Ben çok fazla acılı kebap sever değilim ama burada yiyecek çok şey buldumJ Örn; Beyran burada deneyebileceğiniz farklı bir et yemeği.
Bu arada unutmadan sabah kahvaltısında herhangi bir yerde katmer yemenizi tavsiye ederim. Hamurun içine konan Antep fıstıkları sacda pişiriliyor ve müthiş bir tat çıkıyor ortaya. Katmer tatlı bir yiyecek ve yedikçe yemek isteyeceğiniz türden bir tatlı.
Yemekten Sonra Biraz Yürüyüş
Söz konusu Gaziantep olunca yazıya yemeklerle başladık; ama görülecek gezilecek bir çok yer var elbette. Önce şehir içindeki Bey Mahallesi’ni gezebilirsiniz. Eski bir yerleşim yeri olan bu mahalledeki yapılar taştan inşa edilmişler. Tıpkı eskiden olduğu gibi korunmuş dar sokaklarda birbirine yapışık evlerin bazılarında hala yaşayan aileler bazılarında ise sanat galerileri ve kafeteryalar yer alıyor. Renkli ve keyifli bir mahalle.
Şehrin içinde gezilecek yerlerden biri de Gaziantep Kalesi. Kale her zaman olduğu gibi şehre tepeden bakıyor. Kalenin güney kısmına indiğinizde Emine Göğüş Mutfak Müzesi yemek merakı olanların ziyaret etmek isteyeceği bir mekan. Göğüş Konağı olarak bilinen eski bir konak bugün müze haline getirilmiş. Şehrin derinlerine inmek isterseniz yapıların alt kısımlarında şehrin su ihtiyacını karşılamak için kazılmış mağaralar yer alıyor. Bu yapılar kastel olarak adlandırılıyor. Buralarda su ve dışarıda durduğunda çabuk bozulabilen diğer yiyecekler de saklanıyormuş. Bugün çok azı günümüze gelebilmiş durumda ve girişlerine demir kapılar yapılarak kilitlenmiş. İlgili kişiyi bulup kapıyı açtırırsanız içlerine girip gezebilirsiniz.
Dünyanın en büyük Mozaik Müzesi
Buradan sonra Türkiye’nin ve dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ne mutlaka gitmelisiniz. Zeugma’dan çıkan mozaikler 2005 yılından bu yana bu müzede sergilenmekte. Müzede mozaiklere ait 16 adet salon bulunmakta.
Gaziantep’de ziyaret edebileceğiniz bir de antik kent var. Dülük Antik Kenti şehir merkezine sadece 10 km. uzaklıkta. Dülük’de bir yer altı şehri ve mağaralar bulunmuş. Henüz tam olarak her şey gün ışığına çıkartılıp ziyarete açılmış durumda değil, küçük bir bölümünü gezme imkanınız var. Ayrıca fotoğrafçılar için doğal bir plato gibi görünen tren istasyonu da ilginizi çekebilir.