Türkiye binlerce yıllık geçmişe sahip, her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği tarihi zenginliği olan bir ülke olarak ilgi çekiyor. Dünyanın en etkileyici antik şehirlerinden bazılarına ev sahipliği yapan Türkiye’de Göbeklitepe’den Efes harabelerine kadar ülkenin geçmişine ışık tutan pek çok arkeolojik alan bulunuyor. Ankara ve Bursa gibi hareketli metropollerden Kapadokya ve Konya gibi daha sakin illere kadar kültür ve güzellik açısından zengin ülkede; eşsiz mimariler, anıtlar ve arkeolojik alanlar büyüleyici bir bakış açısı sunuyor. Hititlerden Romalılara kadar birçok medeniyeti ağırlayan Türkiye’deki antik kentler, binlerce yıl önce hayatın nasıl bir şey olduğuna dair fikir veriyor.
Türkiye’de görülmeye değer ve ülkenin güzide 20 antik kentini incelemeden önce “antik kent ne demek?” sorusuna cevap bulalım. Antik kent, binlerce yıl öncesinde kurulan ve insanların yaşadığı yerleşim alanlarının günümüze kadar ulaşmış kalıntılarına deniyor. Arkeologlar tarafından açığa çıkarılan bu kalıntılar kültürel değerler taşıdığı için bazıları UNESCO Dünya Mirası Listesine girmeye hak kazanıyor. Tarihi en canlı şekilde yansıtan antik kentleri, onları bu kadar benzersiz kılan şeyleri keşfedeceğiz. Kentlerin tarihlerini, kültürlerini, mimarilerini ve daha fazlasını bu yazıda bulabilirsiniz.
-
Göbeklitepe, Şanlıurfa
Çağımızın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri kabul edilen Göbeklitepe’nin 12 bin yıl önce inşa edildiği tahmin ediliyor. 1963 yılında yapılan keşfe kadar dokunulmadan kaldığı için önemli buluntular veren antik kentin, dünyanın bilinen en eski tapınağı olduğuna inanılıyor. Şanlıurfa’daki bu kutsal alan ayrıca “tarihin sıfır noktası” olarak adlandırılıyor. Göbeklitepe hayvan figürleri, sembollerle süslenmiş sütunlu bir dizi dairesel ve dikdörtgen yapıdan oluşuyor. Göbeklitepe 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine kabul edilmiş kentlerden biridir.
-
Nemrut Dağı, Adıyaman
Nemrut Dağı, Adıyaman’da yer alan 2.134 metre yüksekliğinde bir dağdır. Dağın zirvesi, eski bir mezar ile birkaç tanrı ve kral heykelini içeren eşsiz bir arkeolojik alana ev sahipliği yapıyor. MÖ 1. yüzyılda Kommagene Krallığı'na hükmeden Kral I. Antiochus Theos'un burada gömülü olduğuna inanılıyor. Nefes kesen manzaralara sahip güzel manzara ile çevrilen dağda aynı zamanda birçok nadir flora ve fauna türü de bulunuyor. Ziyaretçiler bölgeyi yürüyerek keşfedebileceği gibi zirveye ulaşmak için teleferik de kullanabilir. Ayrıca Nemrut Dağı, Türkiye’nin önemli kültürel mirası olarak 1987 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.
-
Metropolis Antik Kenti, İzmir
İzmir’in Torbalı ilçesinde bulunan Metropolis, 5 bin yıl öncesine dayanan zengin tarihe ve kültüre sahip antik bir şehirdir. “Ana Tanrıçanın Kenti” anlamını taşıyan şehir yüzyıllardır ticaret, siyaset ve kültür merkezi olmuştur. Antik dünyanın en önemli şehirlerinden biri olarak gösterilen Metropolis'in etkisi modern yaşamın birçok alanında görülebilir. Antik tapınaklarından büyük bulvarlarına kadar Metropolis, orada yaşayan insanların yaratıcılığının bir kanıtıdır. Helenistik dönem kalıntılarından bazılarını ziyaret ederek bu muhteşem şehrin tarihini ve kültürünü keşfedebilirsiniz.
-
Pergamon, İzmir
Pergamon, Helenistik ve Roma dönemlerinin izlerini taşıyan antik kentler arasında yer alıyor. Pergamon Krallığı’nın başkenti, kültür, sanat ve ticaret merkezi olan kent; Zeus Tapınağı, Bergama Kütüphanesi, Zeus Sunağı gibi birçok anıtıyla tanınıyor. Ayrıca anıtsal merdivenleri ve terasları ile Akropolis de dahil olmak üzere antik çağın en etkileyici kalıntılarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. 2011’de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunan Pergamon, 2014 yılında Dünya Mirası Listesine kabul edilmiştir.
-
Efes Antik Kenti, İzmir
MÖ 10. yüzyılda kurulan Efes Antik Kenti dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Şehir, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı dahil olmak üzere birçok antik anıta da ev sahipliği yapıyor. Efes ayrıca heykeller, mozaikler, madeni paralar ve çanak çömlekler dahil olmak üzere çok sayıda eser içeriyor. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine kabul edilen Efes Antik Kenti, büyüleyici geçmişini keşfetmek isteyenler için popüler turizm merkezi olarak İzmir’de ziyaretçilerini ağırlıyor.
-
Olympos Antik Kenti, Antalya
Tarihi hakkında tam olarak yeterli bilgi olmasa da Olympos Antik Kentinin MÖ 300’lü yıllarda kurulduğu tahmin ediliyor. Likya Birliği’ndeki altı şehirden biri olan ve üç oyu bulunan Olympos, Likya’nın doğusunu temsil ediyor. Yüzyıllar boyunca önemli liman kenti olan şehir, Akdeniz'e bakan bir dağ sırtında yer alıyor. Antik kent çok sayıda anıt, tapınak ve diğer yapıları içeriyor. Ayrıca sadece bu bölgede bulunan birçok nadir bitki ve hayvana da ev sahipliği yapıyor. Olympos'u ziyaret edenler etkileyici kalıntıları, nefes kesen manzaraları ve eşsiz yaban hayatı dahil olmak üzere birçok harikasını keşfedebilir. Şehrin en çok ziyaret alan tarihi dokularından biri olan bu antik kenti siz de Antalya tur planınıza dahil edebilirsiniz.
-
Patara Antik Kenti, Antalya
Patara zengin tarihi, güzel plajları ve arkeolojik alanlarıyla öne çıkan turistik yerlerden biridir. Likyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapan Patara, MÖ 5500 yılında kuruluyor. Antalya’nın Kaş ilçesinde yer alan Patara aynı zamanda bölgenin önemli liman ve ticaret merkezi oluyor. Patara Antik Kenti’ni cazibe merkezlerinden biri haline getiren başka detayları da bulunuyor. Apollon’un önemli kehanet merkezi olarak bilinmesi bunlardan ilkidir. Noel Baba olarak tanınan Saint Nicholas’ın Patara’da doğduğunun söylenmesi, St. Paul’un Roma’ya Patara’dan gemiye binerek gitmesi ise bu kenti bilinir yapan özelliklerden bazıları. Caretta-Carettaların yüzyıllardır yumurtalarını bıraktığı nadir sahillerden biri olması da bu kenti değerli kılan bir başka nedendir.
-
Aspendos Antik Kenti, Antalya
Aspendos, Antalya’da bulunan antik kentlerden bir diğeridir. Bir zamanlar Akdeniz'de önemli bir ticaret merkezi ve limanı olan Aspendos, antik çağda bölgenin en önemli şehirleri arasındaydı. Aspendos'un kalıntıları, dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrolarından biri olarak bugün hâlâ görülebiliyor. Kalıntıları, geçmiş ihtişamının kanıtı oluyor ve antik çağdaki hayata bir bakış sağlıyor. Aspendos'u ziyaret edenler, tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinirken antik sokaklarını, tapınaklarını, mezarlarını ve anıtlarını keşfedebilir.
-
Perge Antik Kenti, Antalya
Perge Antik Kenti, Antalya’nın eteklerinde bulunan muhteşem arkeolojik sit alanıdır. Şehir MÖ 3. yüzyılda Yunanlılar tarafından kuruluyor ve MS 7. yüzyıldaki düşüşüne kadar gelişerek bölgenin önemli alanlarından biri oluyor. Bugün Perge'yi ziyaret edenler tapınaklar, mezarlar ve anıtlar dahil olmak üzere birçok antik kalıntıyı inceleyebilir. Zaman içinde oldukça iyi korunmuş olan 15 bin kişi kapasiteli etkileyici tiyatroyu, 12 bin kişilik stadyumu da ziyaret edebilirler. Ayrıca gezginler, zaman içinde keşfedilen birçok eser ve mozaik sayesinde bu büyüleyici şehrin tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebilir.
-
Zeugma, Gaziantep
Gaziantep, Zeugma olarak bilinen eşsiz bir kültürel olguya ev sahipliği yapıyor. Helenistik dönemde kurulmuş olan ve o zamandan beri sürekli olarak yerleşim gören Zeugma, kervan ticaret noktalarının ortasında yer alıyordu. Zeugma, iki ayrı şehri birbirine bağlayarak inşa edilme şeklini ifade eden “geçit-köprü” anlamına gelen iki Yunanca kelimenin birleşimidir. Zeugma aynı zamanda geleneksel Osmanlı evleri ve camilerinin sıralandığı dolambaçlı sokakları ve ara sokakları ile eşsiz bir kentsel peyzajdır. Zeugma’da yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarılan, 2 bin 500 metrekarelik dünyaca ünlü mozaikler ise Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergileniyor. Gaziantep turunuz sırasında bu müzeyi de mutlaka programınıza eklemelisiniz.
-
Assos Antik Kenti, Çanakkale
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan Assos Antik Kenti, dönemin önemli liman kenti olarak Tunç Çağından beri yerleşim görmüş ve Orta Çağ’da terk edilmiştir. Bugün hâlâ görülebilen etkileyici bir dizi kalıntıyı geride bırakan eski Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslılara ev sahipliği yapmıştır. Assos'ta geçmişe ışık tutan tapınaklar, mezarlar ve duvarlar gibi çok sayıda tarihi eser bulunuyor. Kenti bilinir kılan özelliklerden bir tanesi de ünlü filozof Aristoteles'in belirli süre burada yaşaması ve filozof okulunu kurmasıdır. Ege Denizi'ndeki stratejik konumundan zengin kültürel mirasına kadar Assos Antik Kenti, Türkiye'nin kadim tarihini keşfetmek isteyen her gezgin için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
-
Troya Antik Kenti, Çanakkale
Truva olarak da bilinen Troya Antik Kenti, MÖ 3000 yılına kadar uzanan tarihi ile dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Kent, ilk olarak 1871'de Heinrich Schliemann tarafından keşfediliyor ve o zamandan beri kapsamlı bir şekilde inceleniyor. Athena Tapınağı ile de özdeşleşen Troya Antik Kenti’nin çok defa kurulup yıkıldığı öngörülüyor. Yapılan kazılar sonrasında ortaya çıkarılan eserlerin yurt dışına kaçırılması ile bugün, kentin parçaları Türkiye başta olmak üzere Almanya ve Rusya’daki bazı müzelerde yer alıyor.
Troya harabeleri, geçmişteki görkeminin büyük bir hatırlatıcısı oluyor ve dünyanın her yerinden insanlar için popüler bir turizm merkezi haline geliyor. Ayakta kalan antik şehir surlarını, tapınakları, sarayları ve diğer yapıları keşfedebilir, yakınlarda bulunan arkeoloji müzesinde sergilenen çeşitli eserler aracılığıyla tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Son olarak Troya Antik Kenti’nin, 1998 yılında Dünya Mirası Listesine girdiğini de belirtelim.
-
Afrodisias Antik Kenti, Aydın
Bir zamanlar mermer heykelleri ve diğer sanat eserleriyle ünlü, gelişen kültür ve ticaret merkezi olan Afrodisias Antik Kenti, MS 7. yüzyılda depremle yıkılıyor. Günümüze kadar ulaşan kalıntılar için Afrodisias’ı ziyaret edenler Helenistik ve Roma dönemlerinden kalma tapınak, hamam, tiyatro ve diğer yapı kalıntılarını inceleyebilir. Yakınlarda çıkarılan mermerden yapılmış ünlü heykelleri de görebilirsiniz. Ziyaretçilerine geçmişe benzersiz bir bakış sunan Afrodisias, 2017 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.
-
Milet, Aydın
Akdeniz'in her yerinden gelen mallar için önemli liman kenti ve ticaret merkezi olan Milet, İyonya’nın değerli şehirlerinden biriydi. Neolitik dönemin izlerini taşıyan kent, en parlak dönemini MÖ 6. yüzyılda yaşıyor. Roma, erken Hıristiyanlık, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ev sahipliği yapmış Milet; liman kapısı, tiyatro, agora, hamam, halk havuzu, çeşme, senato binası ve anıtları ile günümüze kadar gelmeyi başarıyor. Milet aynı zamanda Thales ve Anaksimandros gibi ünlü filozofların yaşadığı önemli bir öğrenim merkezi olarak da biliniyor.
-
Hierapolis Antik Kenti, Denizli
Pergamon Krallığı zamanında kurulduğu tahmin edilen Hierapolis Antik Kenti, Demir Çağ’a ait kalıntıları taşıyan, her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlayan önemli kentler arasındadır. Pamukkale Travertenleri’nin hemen yanında olması da buranın sıklıkla ziyaret edilmesine sebep oluyor. Şifalı olduğu düşünülen antik kent, termal sağlık merkezlerinden biri haline geliyor ve o günden bugüne birçok kişi tarafından bu amaçla da ziyaret ediliyor.
İsa’nın havarilerinden Filipus’un burada öldürülmesi ve mezarının bulunması ise antik kenti Hıristiyanların merkez bölgesi haline getiriyor. Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan Roma Hamamı, antik tiyatro, mezarlar, çeşmeler ve tapınakları ile halen ayakta kalmayı başaran Hierapolis Antik Kenti, 1998 yılında hem doğal hem de kültürel miras olarak Unesco Dünya Mirası Listesine alınıyor.
-
Kaunos Antik Kenti, Muğla
Dalaman, Muğla’da yer alan Kaunos, antik dünyada önemli bir liman kentiydi ve Neolitik dönemden beri yerleşim görüyordu. Kaunos aynı zamanda Likya ve Karya arasında önemli bir ticaret merkezi halindeydi. Şehir, MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan Apollon Tapınağı da dahil olmak üzere etkileyici kaya anıtları ile tanınıyor. Antik mezarları, surları ve sitenin etrafına dağılmış diğer arkeolojik kalıntılarıyla Kaunos, eski uygarlıkları ve kültürleri keşfetmek ile ilgilenen herkes için harika bir destinasyondur.
-
Knidos Antik Kenti, Muğla
Muğla’nın Datça ilçesinde bulunan Knidos, MÖ 6. yüzyılda kurulmuş, dönemin en güçlü ve zengin liman kentlerindendir. Dünyanın en eski şehirlerinden biri olarak da bilinen Knidos, yüzyıllarca Antik Yunan kültüründe önemli rol oynamış. Knidos, o zamanın en yetenekli heykeltıraşlarından bazıları tarafından yaratılan görkemli anıtları, tapınakları ve sanat eserleri ile biliniyordu. Şehir ayrıca Akdeniz'deki stratejik konumu nedeniyle Avrupa ile Küçük Asya arasındaki ticaret için merkez görevi görmüştür. Bugün Knidos, binlerce yıl önceki yaşamın incelenebileceği teras kent olarak kapılarını açıyor. Dağlık yapıya ait bu kente akşamüstü saatlerinde gidip güneşin batışını izleyebilir, seyir keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz.
-
Sagalassos Antik Kenti, Burdur
Sagalassos, MÖ 3. yüzyıldan MS 13. yüzyıla kadar gelişen metropol olarak, bugüne dek en iyi korunmuş antik kentler arasındadır. Kent, 1990'dan beri kazılmış ve madeni paralar, heykeller, çanak çömlek dahil birçok eser ortaya çıkarılmış. Bu eserler o dönemde bölgede yaşayan insanların antik kültürü ve yaşam tarzı hakkında fikir veriyor. Ağlasun Dağı’nın 1450-1700 metre yükseklikteki eteklerine kurulu olan Sagalassos, aynı zamanda dünyanın en yüksek rakımlı antik kenti olarak da kayıtlara geçiyor. Ziyaretçiler, rehberli turlar aracılığıyla veya yerinde müzeyi ziyaret ederek kendine has kaya mezarlarıyla bilinen bu kentin kalıntılarını keşfedebilir, tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebilir.
-
Arslantepe Höyüğü, Malatya
Malatya’da bulunan Arslantepe, arkeolojik kalıntıları ile tanınan, Türkiye’deki en büyük höyüklerindendir. Eski bir Hitit başkentinin yeri olduğuna inanılan Aslantepe’de MÖ 5 bin yılından MS 11. yüzyıla kadar yerleşim görüldüğü tahmin ediliyor. Arslantepe aynı zamanda dünyanın en eski yazılı belgelerinden bazılarına da ev sahipliği yapıyor. Bulunan mühürler ise şehrin ticaret merkezi olduğunu gösteriyor. Geçmişinden hâlâ birçok sır saklayan Arslantepe’de tapınak, saray gibi yapıtları görebilir, madeni eşyalar gibi birçok eseri Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Arslantepe Açık Hava Müzesi’nde inceleyebilirsiniz. Son olarak Arslantepe 2021 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmeyi başarmış diğer antik kentlerdendir.
-
Hattuşaş, Çorum
Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşaş, tarihin dünyadaki en güçlü şehirlerinden biriydi. Şehir, müstahkem bir kale, tapınaklar ve saraylar içeren etkileyici mimarisiyle tanınır. Hattuşaş ayrıca bölgedeki diğer şehirlerle ticaret ve iletişime izin veren bir yol ve kanal ağına sahiptir. “Bin Tanrılı Şehir” olarak bilinen Hattuşaş, eski uygarlığa ışık tutan önemli arkeolojik sit alanı olmaya devam ediyor. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı ile büyüleyici bir etkisi bulunan Hattuşaş 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine kabul edilmiştir.
Antik Kentler Ne Amaçla Yapılmıştır?
Tarihin simgesi olan bu alanları gezerken “antik kentler ne amaçla yapılmıştır?” sorusu herkesin aklına gelir. Buluntular ile aslında bu soruların cevabı bir nebze de olsa verilir. Antik kentler ticari, dini ve kültürel faaliyetlere kadar çok çeşitli amaçlar için inşa edilmişlerdir. Antik dünyada şehirler insanların mal, fikir ve inanç alışverişinde bulunmak için bir araya gelebileceği güç ve nüfuz merkezleri olarak hizmet ediyordu. Ayrıca insanların yaşaması ve çalışması için güvenli yer halindeydi.
Antik kentler genellikle şehrin yöneticilerinin gücünü göstermek amacıyla etkileyici mimariyle inşa edilirdi. Birçok antik kent, tanrılara veya tanrıçalara adanmış karmaşık tapınakların yanı sıra pazar yerleri gibi halka açık toplanma alanlarına da sahipti. Antik kentlerin, içinde bulundukları toplumların şekillenmesinde önemli bir rol oynadıkları açıktır.
Türkiye'deki Antik Kentleri Kimler Yapmıştır?
Türkiye, MÖ 7000 yılına kadar uzanan arkeolojik kanıtlarla dünyanın en eski şehirlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Peki bu antik kentleri kim inşa etti? Arkeolojik keşifler sayesinde araştırmacılar, Türkiye'deki antik şehirlerin yapımında çeşitli kültür ve medeniyetlerin sorumlu olduğunu öne süren kanıtları bir araya getirebildiler. Neolitik yerleşim yerlerinden Hitit tahkimatlarına kadar, bu inanılmaz şehirleri kimin inşa ettiği hakkında anlatılacak pek çok büyüleyici hikâye var. Bazı antik kentlerin kimler tarafından yapıldığı sadece tahminlere dayalı olsa da bazıları belgeler ve buluntular ile kanıtlanmıştır. Hititler, Yunanlar, Romalılar ve daha birçok medeniyet Türkiye’deki antik kentlerin kurucusu olarak gösterilebilir.
Türkiye'de Kaç Antik Kent Var?
Türkiye uzun bir tarihe ve birçok antik kente sahip ülkeler arasındadır. Türkiye'de bir kısmı Neolitik Çağ'a kadar uzanan 200'den fazla antik kent olduğu belirtiliyor. Bu kentler sadece tarihi değerleri için değil aynı zamanda kültürel açıdan da önemlidir. Antik kentler, yüzyıllardır Türkiye'nin tarihinin ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Antik Kentler Nerede?
Türkiye’nin dört bir yanında antik kent görmek mümkündür. Ülkenin coğrafi konumu sebebiyle birçok medeniyetin bu topraklarda yaşamış olması, antik kentlerin sayısını arttıran önemli etmenlerden biridir. Genele bakıldığında kentlerin çoğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde kurulmuş olsa da İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde de antik kentlerin varlığı mevcuttur. Dünyada içerisinde en çok antik şehir olan ilimiz ise Antalya olarak gösterilir.