Balkan ülkelerinden Karadağ’ın en ünlü turistik şehri...
Karadağ’ın Eğlence ve Tatil Kenti Budva
Budva, Balkan ülkelerinden Karadağ’ın en ünlü turistik şehri. Güzel kumlu plajları, koyları, kayalıkları, adaları ve canlı gece hayatı ile "Karadağ’ın Miami’si" olarak adlandırıldığı da oluyor. Özellikle yaz aylarında Budva’nın plajları, Avrupa’nın dört bir yanından gelmiş turistlerce dolup taşıyor. Alman, Hollandalı ve İngilizlerin favori tatil noktalarından olan şehir, doğası, plajları, tarihi eski şehri ve hareketliliğiyle gelenleri cezbediyor. Deniz, kum, güneş, iyi yemek, eğlenceli gece hayatı... Tatil için harika bir şehir, bu şehirde birkaç gün geçirince hissettiğim bu oldu.
Dağ, orman, deniz kombinasyonu olan şehirleri seviyorum. Budva da tam işte böyle bir yer. Şehrin uzun kumsalları ve güzel koylarının ardından yükselen, kocaman dik dağlar var. Bu tarz yerler çok hoşuma gidiyor.
Başkenti Podgorica’ya 65 km uzaklıkta, Adriyatik Kıyıları’na nazır konumlanmış bir şehir Budva. Burası 20 bin nüfuslu küçük bir şehir, daha çok kasaba havasında bir atmosferi var. Bu nedenle büyük şehirlerin kaotik havasından uzak, sakin ve dingin bir karaktere sahip, tam da benim sevdiğim.
Heybetli Şehir Duvarları Arasındaki Ortaçağ Şehri
Budva’nın otantik diyebileceğimiz şahane bir eski şehir bölgesi var. Old City (Budva Stari Grad) denen bu yer yüksek ve kale gibi duvarların arkasında, labirent şeklinde uzayan dar sokaklar boyunca sıralanan tarihi binaları gizliyor. Masmavi Adriyatik Denizi kıyısında yer alan bu tarihi dokunun içinde yürümek enfes, sanki Orta Çağ’a yolculuğa çıkılmış gibi hissettiriyor.
1979’da geçirdiği depremden çok etkilenmiş Stari Grad, 8 yıl süren çalışmalar ile baştan sona yenilenerek 1987’de açılmış. Kapılar, pencereler, balkonlar ve diğer birçok küçük detay bana Venedik’i anımsattı.
Bu küçük yarımadanın tarihi sokaklarında, küçük meydanlarında dolaşmak keyifli. Ortaçağ’a götüren bu dar sokaklar boyunca uzanan kafe ve restoranlar, dinlenmek ve Akdeniz lezzetlerini tatmak için harika. Geleneksel Montenegro Burgeri, barbekü yapılmış balık ve karides, yanında nefis salata tavsiye edilir. Alışveriş için de ideal bir yer.
Stari Grad’ın ana kapısından çıkıp, hemen kıyıdaki kafelerden birine oturmak… İşte bu tam da tatil havasını yaşamak gibi bir şey. Kıyıda denize girenler, güneşlenenler, çakıl taşlarıyla oynayan çocuklar, dip dibe oturup huzuru içine çeken sevgililer... Dedim ya, burası sakin, dingin bir tatil şehri.
Uzun ve Kalabalık Plajlar
Budva şanslı bir şehir, sırtını dağlara yaslamış olmasına rağmen önünde uzanan tam 17’den fazla güzel plajı var ve bunların toplam uzunluğu 21 km’yi buluyor. Şehrin nefis plajları capcanlı ve bunlardan Becici Plajı ile Yas Plajı en ünlülerinden. Adriyatik kıyıları boyunca uzanan bu plajların çoğunun girişi de ücretsiz. Mayıs ortalarından başlayan sezon Kasım’a kadar uzuyor. Tipik Akdeniz iklimine sahip yılın 6 aylık bu döneminde, deniz suyu sıcaklığı 21-25 derece arasında, nefis!
Plajların en güzel yönü ise çoğunun mavi bayraklı olması, yani tertemiz. Hem şehrin içinde ol veya bu kadar yakınında, hem de mavi bayrak alacak kadar temiz ol! Budvalılar plajlarına nasıl sahip çıkılması gerektiğini biliyor. Uzun ve kalabalık olan bu plajlar boyunca uzanan İtalyan ve İspanyol stili kafeler harikulade.
Aziz Stefan Adası
Sveti Stefan, gördüğüm en etkileyici yerlerden birisi. Akdeniz’de kendine münhasır sıra dışı bir yer. 15. yüzyıldan kalma bir dokuya sahip Sveti Stefan, Arnavut kaldırımlı yolları, şirin avlusu ve şahane deniz manzarası ile eşsiz.
Karaya dar ve kısa bir yolla bağlı, minik bir ada üzerinde kurulmuş. Dar sokakları, yakuta çalan kırmızı çatılı evleri ile Karadağ’ın en ikonik manzaralarından birine sahip. On dokuzuncu yüzyılda 400 kadar kişinin yaşadığı ada, 1960’lı yıllara kadar balıkçı köyü olarak kalmış. Altmışlı yıllardan itibaren adanın çehresi değişmeye başlamış ve seksenli yıllara gelindiğinde Sofia Loren, Carlo Bruni , Marliyn Monroe, Orson Welles, Kirk Douglas ve Liz Taylor gibi ünlülerin uğrak yeri olmuş.
Doksanlı yıllarda, Yugoslavya’nın bölünüp de Karadağ’ın ayrılmasıyla eski popüler günleri geride kalan adaya, Karadağ hükümetince eski parlak günlerini geri kazandırmak için bir dizi proje başlatılmış. Aman Resorts grubuna 30 yıllığına kiraya verilmiş ve restore edilerek 50 odalı ve 8 süitli 5 yıldızlı bir otel olarak hizmet vermeye başlamış.
Dünyada en göz alıcı 10 yerden birisi olarak medya tarafından adı listelenen bir ada otel burası. Hem de en ucuz odasının fiyatı 1,000$’dan başlıyor. Sadece otel müşterisi veya adadaki restoranlarda rezervasyonu olan müşteriler ziyaret edebiliyor.
Renkli Gece Hayatı ve Eğlenceli Partiler
Dedim ya başta, Budva tam bir tatil kenti diye. Tatil demek eğlence demek ve gündüzün deniz, güneş, kum üçlüsünü tamamlayan bir şey varsa o da gece hayatı tabi. Yoksa şehir eksik kalır, işte bu yönden baktığımdan Budva bir parti ve eğlence şehri. Bodrum, Marmaris gecelerinden sıkılıp, uzakta olmayan yeni yerler arayışında olan gençlere duyurulur.
Uluslararası DJ’lerin hünerlerini sergilediği kulüp, Bar ve diskolar capcanlı. Pop, rock, tekno ve house tarzı müzik yapan bu yerlere takılanlar ise göz kamaştırıcı. En azından kızlar benim için öyleydi. ..
Gece yarısından sonra canlanan diskolardan Caspar, Trocadero, Hacienda ve Raffaello Grand Cafe en ünlüleri. Yaz sezonunda sabaha kadar eğlence bu kulüplerde devam ediyor. En kalabalık günler ise tabi ki hafta sonları. Ülkenin bir çok yerinden ve yakın Avrupa ülkelerinden buraya eğlence için hafta sonu kaçamağına gelen çok sayıda turist var. Herkes şık, herkes rahat, herkes eğleniyor. Ben de eğlenmeme baktım.
Karadağ vizesiz ülkelerden birisi. Atlıyorsun uçağa, uçuyorsun Podgorica’ya. Topu topu 1,5 saat. Ben biletle, otelle uğraşamam, keyfime bakarım diyenler için Balkan turları oldukça uygun, hem fiyatları da oldukça ekonomik. Hatta kalkıp İstanbul’dan Bodrum’a gitmektense Budva’ya gitmek daha ekonomik belki. Adriyatik kıyısındaki bu şirin şehir hafta sonu kaçamağı için ideal. Not edin bir kenara.