Barselona hiç şüphesiz ki İspanya’nın en güzel şehirlerinden biri...
Barselona hiç şüphesiz ki İspanya’nın en güzel şehirlerinden biri. Sanat, mimari, yeme-içme, gece hayatı... En önemlisi de güler yüzlü insanlar... Medeni bir şehrin tüm gerekleri Barselona’da mevcut. Ben biri yaz ve diğeri sonbahar olmak üzere iki defa şehri ziyaret etmiştim. Geniş kaldırım ve sokaklarda avarelik yapmak, acıkınca nefis tatlar denemek, Gaudi’nin binalarına hayran olmak ve limana gidip balık yemek hatırımda kalanlardan. Barselona bir kereden fazla ziyaret edebileceğiniz şehirlerden... Her seferinde yeni bir şeyler keşfetmek ve bundan haz almak paha biçilmez bir keyif. Benim sevdiğim tatlar, gezdiğim yerler, kısacası benim Barselonamı sizlere anlatmak isterim.
Gaudi’nin şaheserleri
Sanata olan tutkum çocuk yaşlarıma denk geliyor. Dolayısıyla gezdiğim, dolaştığım şehirlerde müzeleri, ibadet yerlerini, operaları atlamamaya çalışıyorum. Barselona’da gezmeye çılgın ve ünlü mimar Gaudi’nin şaheserlerini görmekle başlamak ve bu gezintide mimari dehaya hayran olmamak elde değil.
Casa Museo Gaudi, Casa Milan ya da La Pedrera, Parc Güell ve Placa Reial’de bulunan sokak lambalarını görmekle işe başlayabilirsiniz. Ben seyahatlerimde erken kalktığım için, her yere erkenden ve henüz turistlerden oluşan uzun kuyruklar oluşmadan gidiyorum. Açıkçası ilk kez gidenler için Gaudi’nin evlerini gezmek epey bir vakit alıyor diyebilirim. Gaudi’den bahsederken Sagrada Familia’yı unutmamak gerekir. Yapımı halen devam eden kiliseyi görmek isteyenler (ki bence muhakkak görülmeli) içerisine girmeden de görebilirler. Zira giriş ücreti yüksek olup kilisenin fasadıyla yetinmek gayet tatmin edici. Gaudi’nin bir başka harikası olan Parc Güell’de vakit geçirmek ayrı bir keyif.
Palau de la Music; Unesco dünya kültür listesinde bulunan nefis bir opera binası. Sadece günün belli saatlerinde yapılan turlarla gezebilirsiniz. Bu olağanüstü sahne Ella Fitzgerald, Arthur Rubinstein, Richard Strauss ve Zubin Mehta’yı ağırlamış.
Museu Picasso ise Picasso’nun erken dönem resim, seramik ve baskılarını merak edenler için kaçırılmaması gereken bir müze. Ben iki kez ziyaret ettim ve her seferinde ayrı keyif aldım diyebilirim.
Fundacio Joan Micro müzesi, Montjuic tepesinde bulunan Joan Miro müzesi ve sevenleri için son derece önemli diyebilirim.
Museo Nacional D’art de Catalunya’da gezerken eserlerin büyüsüne kapılmamak mümkün değil. İspanyol ressamları çok sevdiğim için bu müzede epeyce vakit harcadım. İspanyolların sanata ve kültüre verdiği önemi imrenerek gördüm. Resim sanatına meraklı olanların mutlaka gezmesi gerek diye düşünüyorum.
Tarihi yerleri tamamladıktan sonra, şehrin kendisiyle kucaklaşmak gerek. Görkemli caddeleri gezip, hiç bilmediğim ara sokaklara dalıp evleri, insanları ve yaşamlarını inceliyorum. Siz de benim gibi yapın, insanların arasına karışın bırakın sokaklar sizi götürsün.
Yemek Keyfi
İspanyol mutfağı dünyanın en güzel mutfaklarından. Barselona’da beni en heyecanlandıran kısımlardan bir tanesi de değişik lezzetler tatmak. Her bütçeye uygun karın doyurmak mümkün. Zira çok ünlü şeflerin restoranları bu şehirde bulunuyor. Ben öncelikle tercihimi tapas barlardan yapıyorum. Bunun için öğlen erken vakit, akşam ise geç saatte yola koyuluyorum. Tercihlerim arasında Cerveseria Çabalara, Cal Pep ve Casa Alfonso bulunuyor. Deniz ürünleri ve sebze ağırlıklı mezelerden yana tercihimiz kullanıyorum. Et severler için de harika kuzu ve dana etinden yemek seçenekleri olduğunu söyleyebilirim. Tapa bir kültür. Eskiden içkinin içerisine düşecek sinekleri önlemek için konulan Tapa ismi verilen tabaklarda sunulan küçük mezeler gittikçe gelişmiş ve bir yemek kültürü halini almış.
Barselona’ya gelmişken lLa Boqueriya’ya uğramadan olmaz. Hatta sabah kahvaltıdan sonra gezinip arkasından öğle yemeğini burada yemek çok keyifli. Burası sıradan bir yiyecek içecek pazarı değil, ünlü şeflerin buluşma ve yemek yapma yeri. Burası bir market ama ne market! Beni kalbimin orta yerinden vuran renkler ve sunum oldu. Sebze, meyve, peynir vs. değil de sanki sanat eseri seyrediyormuş hissine kapıldım. Oldukça büyük olan pazarda epeyce vakit harcadım ve neden İspanyol mutfağının bu kadar övgü hak ettiğini anlamaya çalıştım. La boqueriya’yı gezmek ayrı bir deneyim ve kültür katıyor diyebilirim. Unutmadan belirtmeliyim pazarı gezmeden önce ya da sonra yakında bulunan Escriba isimli kafeye uğrayıp nefis pasta ve kekler tadabilirsiniz.
Akşam yemeği seçimlerimi tapas barlar yerine restoranlarda kullanmayı tercih ettim. Bütün rezervasyonları ya önceden ya da otelime varır varmaz yaptım. Tercihlerim İspanyol ve Katalan mutfağından yana oldu. Cal l’isidre, Comerc 24, Cınc Sentis, Can Ravell ve Cuines Santa Caterina’da yeme şansını yakaladım. Listemi uzun araştırma ve elemelerden sonra oluşturdum, zaten genelde öyle yapıyorum. Yıllar içerisinde kurum haline gelmiş restoranlar, yaratıcı şefler, lokal tatlar peşinden gittiğimi söyleyebilirim. Liman şehri olan Barselona’da nefis deniz ürünleri tadabilirsiniz, zira İspanyolların akşam yemeğine geç başladığını söylemeliyim, bunu göz önünde bulundurarak rezervasyonlarınızı o şekilde yapabilirsiniz.
Alışverişte İspanyol markalarının yeri apayrı..
Barselona alışveriş cenneti sayılmasa da istediğiniz birçok şeyi bulabileceğiniz bir şehir. Passeig de Gracia, Rambla Catalunya ve Gran de Garcia belli alışveriş caddeleri arasında. Dizayn ve tasarım üzerine uzmanlaşmış bütün dükkânlar Barselona’da mevcut ancak İspanyol markaların yeri apayrı. Ülkemizde de popüler olan Zara ve Mango’nun dükkanları hem fiyat açısından daha uygun hem de çeşit farklılığını görmek mümkün. Katalan tasarımcılar arasında Cristina Castaner’in meşhur espadrilleri akla ilk gelenlerden. Bir başka espadrilleriyle ün salmış dükkan ise la Manual Alpargatera. Salvador Dali’nin bu meşhur espadrilleri smokinle giydiğini söylemeliyim. Alışveriş merkezlerinden sıkılmayanlar için Santa Eulalıa ve El Corte Ingles önereceğim isimler arasında.
Şehirde Ulaşım
Barselona ulaşımı son derece kolay ve rahat bir şehir. Kışın yağmura aldırmayanlar bisiklet kiralayıp gelebilirler. Kiralama noktaları bütün şehre dağılmış durumda. Fiyatlar bir, iki, dört saat ya da tam gün üzerinden uygulanıyor. Bunun haricinde metro, otobüs kullanılıyor. Turist ofislerinden Barselona kartı temin ederseniz müze, tiyatro ve bazı restoranlarda indirim alabilirsiniz, bu aynı zamanda bir ulaşım kartı. Taksi ise gece restoranlardan dönerken kullanacağınız ulaşım olmalı. Barselona’da özellikle metro ve toplu ulaşımda yankesicilik çok meşhur. Bu konuda ayrıca önlem almanızı fazla para taşımamnızı ve cep telefonunuzu görebileceğiniz bir yerde tutmanızı öneririm.