Kızıl şehir: Marakeş

Marakeş gezimiz öncesinde şehir hakkında birçok olumlu-olumsuz...

Yurt dışı gezilerimizde her zaman farklı tarzda destinasyonlara yolculuk yapmayı severiz. Yeni gezi rotamız Afrika’nın en dikkat çeken ülkesi Fas’a. Avrupa kıtasına en yakın konumda yer alan Fas,  turistlerin en  çok rağbet ettiği Afrika ülkelerinden. Gezi boyunca ülkenin en bilinen şehirleri olan Kazablanka, Fes ve Rabat’ı gördükten sonra bizim heyecanla beklediğimiz, hatta Fas gezimizin nedeni diyebileceğimiz Marakeş’e ulaşıyoruz. Atlas Dağları’na yaslanan şehrin adı Berberice’de “Tanrının Yeri”, binaların ve toprağın renginden dolayı ise “Kızıl Şehir”. Bize göre şehri özetleyen en güzel kelime ise “keşmekeş!”.

Marakeş için araştırma yaparken gezginlerin şehri ya çok sevdiğini ya da bol karmaşa ve pislikten dolayı hiç sevmediğini gördük. Ortası yok. Biz ise otantik bir şehir görmek istediğimiz için Marakeş’teyiz. Bu yüzden bir an önce şehrin sokaklarında kaybolmak için sabırsızlanıyoruz. Sokaklarda gezmeye başladığımızda kendimizi adeta yüzyıllar öncesinde hissediyoruz. Buradaki yerliler ya bizi bir yerlere götürüp bahşiş almak istiyor ya da dükkânlarından bir şeyler satmak istiyor. İlgilenmediğimiz zaman sıkıntı çıkartmıyorlar. Zaten şehrin en ücra köşelerinde bile gezerken karşınıza bir anda turist çıkabiliyor. Bu yüzden şehir bu konuda üzerinizdeki tedirginliği alıyor.

 

Kıyamet Meydanı’nın Renkli Tezgahları

Şehirde gezerken okuduğumuz keşmekeş ortamını her anlamda hissediyoruz. At arabaları, eşekler, motorlar, otobüsler, mobiletler ve susmak bilmeyen korna sesleri. Marakeş’i gezip görme isteğimizin en büyük nedenlerinden olan Djemaa el-Fna Meydanı ya da bilinen tabirle Kıyamet Meydanı’na geliyoruz. Henüz gündüz vakti olmasına karşın bu tabirin ne kadar doğru olduğunu yerinde görüyoruz. Meydandaki akrobatlar, yılan oynatıcıları, kınacılar, falcılar, dilenciler, seyyar satıcılar… İlk andaki şaşkınlığımızı üzerimizden atıp meydanın keyfini çıkartmaya başlıyoruz. Adettendir deyip meydandaki maymun satıcıları ile fotoğraf çektirmeye heves ediyorum. Üzerimdeki maymunun tedirginliğini atmadan ikinci maymunun ağırlığı omuzlarıma biniyor. Hayvanların temizliği konusuna hiç girmiyorum :) Sıra bahşişe geliyor. Şehirde konu ne olursa olsun herkes sizden bir bahşiş bekliyor. Bu yüzden mutlaka cebinizde bozukluk bulundurun. Fotoğraf için yerliler 5 Euro istese de 1 TL karşılığı yerel para verip ortamdan uzaklaşıyoruz. Bu konu hakkındaki bir diğer önemli kural ise kimse ile direk göz teması kurmayın. Çünkü ya potansiyel müşteri ya da bahşiş istenilecek biri oluyorsunuz.

Hava kararınca meydanın ikinci hatta daha güzel yüzü kendini gösteriyor. Meydan bir anda seyyar mangallar, tezgâhlar ve sandalyelerle adeta kocaman bir açık hava restoranına dönüyor. Onlarca tezgahta garsonlar elde menüler ile turistlerin peşine düşüyor. Eğer yabancı tatlarla aran iyiyse buradaki lezzetleri de deneyebilirsin. Mini restoranlar dışında tiyatro yapan yerliler ve para karşılığı çeşitli oyun oynayabileceğiniz ortamlar var. Bizdeki kaleciye penaltı atıp sigara kazanma tarzında değişik türde oyunlar oynanıyor. Meydandaki kimi seyyarların yaktığı güzel mum ışıklarına birbirinden farklı tütsü kokuları eşlik ediyor. Meydanın karmaşasını izlemek isterseniz en güzel yol meydanın hemen girişinde yer alan ve terası olan kafelere çıkmak.

Meydan dışında Koutoubia Camii ise şehrin simgesi. Majorelle Bahçeleri, Bahia Sarayı, El Badi Sarayı, Saadi Mezarları, Menara Bahçeleri, Ben Yusuf Medresesi, Marakeş Müzesi ve Dar Si Said Müzesi, Marakeş’te gezilecek yerler listesinde olması gereken diğer önemli noktalar.

 

 

Alışverişin Altın Kuralı: Pazarlık

Normalde pazarlık yapmayı çok sevmem ama yurt dışında zaman zaman eğlenceli olabiliyor. Marakeş de bu yerlerden biri. Fas Dirhemi (MAD) ülkede geçerli para birimi. 1 TL: 4 Dirhem ya da 1 Euro : 10 Dirhem diyebiliriz. Yalnız parayla ilgili dikkat etmeniz gereken en önemli konu her zaman ödemeyi tam tutarında yapabilmek için cepte bozuk Dirhem bulundurman. Tabi sağda solda verilecek bahşişler için de lazım.

Souk” adı verilen renkli ve hareketli çarşılarda gezerken tajin kapları, kandiller, bakır eşyalar, bez çantalar, deri eşyalar, terlikler ve yerel kıyafetler dikkatimizi çekiyor. Şehre özgü hediyelikler bunlar. Sıra alışverişe gelince genellikle satıcılar başlıyor yüksekten uçmaya. İşte tam da burada eğlence başlıyor :) Her zaman ilk fiyatın 5’te bir ya da 4’te birini teklif etmek akıllıca olan. Tatlı bir pazarlık sonunda ilk teklif edilen fiyatın 3’te birine alışverişi tamamlamak mümkün. Tecrübeyle sabit pazarlık dersimizi tamamlayıp kendimize ve hediye bekleyenlere ufak tefek şeyler alıp yemeğe geçiyoruz.

 

Seyyar Lezzetler Cenneti

Türkiye’de olsa arabada pilav üstü tavuk, balık ekmek, çörek, börek yani kısacası seyyarda yemek vazgeçilmezim. Ama yurt dışında işler biraz ters. Yeme içme konusunda problemliyiz. Ama yabancı tatlara açıksan ve seyyarda yeme içmeyi seviyorsan Marakeş adeta Cennet. Hava karardıktan sonra Djemaa el-Fna Meydanı’nda kurulan onlarca tezgâhta birbirinden farklı lezzetler bulmak mümkün. Bunun dışında şehrin birçok köşesinde de çeşitli kalitelerde restoranlar var. Berberi, Akdeniz ve Arap mutfaklarının karışımı olan ülke mutfağında birçok güzel yiyecek var. Yahni türü yiyecekler olan tajine, Marakeş kuskusu, kuzu etinden şiş kebap, geleneksel çorba harinayı deneyebilirsiniz. Özellikle güzel bir atmosfere sahip Marakeş restoranında yeme içme tam bir resitale dönebilir. Bunlar dışında her yerde görebileceğin Mc Donald’s ve KFC gibi bilindik fast food restoranları da imdadına yetişebilir.

Yeme içmeden bahsederken naneli çaydan bahsetmeden olmaz. Ağzına kadar nane yaprağı basılmış kocaman bardaklar içinde çok şekerli çaylar yerlilerin vazgeçilmezi olsa da bizim için ilk yudumda bir garipseme oluyor. Eğer şekerli şeylerle aran yoksa çayını şekersiz isteyebilirsin. Bunun dışında Djemaa el-Fna Meydanı’ndaki seyyarlardan alıp içtiğimiz portakal sularının lezzetini unutmak mümkün değil. Üstelik koca bardak portakal suyu neredeyse 1 TL!

Marakeş gezimiz öncesinde şehir hakkında birçok olumlu-olumsuz yorum okusak da keyifle geçen bir gezi sonrasında başkalarının ön yargılarına kulak asmamayı tekrardan öğrenmiş oluyoruz. Özellikle otantik bir gezi arayanlar için Marakeş biçilmiş kaftan…

Sami'nin Gezi Notları