Floransa’nın her bölümü ayrı güzel. Şehir başlı başlına adeta...
İtalya turumuzda Roma’dan sonra ikinci durağımız Rönesans’ın başkenti olarak bilinen Floransa. Burası gezi öncesinde benim en merak ettiğim şehirlerden biriydi. Bu yüzden şehrin her yerini doyasıya gezmek için oldukça sabırsızlandım. Tren istasyonunun yakınında yer alan otelimize eşyalarımızı bırakıp hemen şehri keşfetmeye koyulduk.
Floransa’nın Kalbi Duomo
Floransa’nın her bölümü ayrı güzel. Şehir başlı başlına adeta bir açık hava müzesi gibi. Birbirinden güzel mimariye sahip binaların aralarından geçerek Floransa’nın sokaklarında kayboluyoruz. Bir şehri hakkıyla keşfetmenin en güzel yolu kaybolma korkusuna takılmadan keyifle sokak aralarında dolaşmak. Emin olun sokaklarda gezerken turistik yerler etrafında yaratılan suni havanın dışında yerlilerin gündelik yaşamlarını gözlemlemek daha keyifli.
Kısa bir yürüyüşten sonra etraftaki yoğun hareketliliği takip ederek şehrin merkezi kabul edilen Duomo Meydanı’na geliyoruz. Meydana ulaştığımızda muhteşem Floransa Katedrali tüm heybeti ile bizi karşılıyor. Katedral yanında yer alan Vaftizhane ve Giotto’nun Çan Kulesi meydana ayrı bir güzellik katıyor. Şehirde kısıtlı zamanımız olmasından dolayı bölgede biraz dolaşıp şehrin diğer noktalarını keşfetmek için yola koyuluyoruz. Eğer vaktiniz varsa Çan Kulesi’nin tepesine çıkabilirsiniz. Floransa’nın muhteşem manzarasını bu noktadan seyretmek son derece keyifli... Bölgede Bargello ve Museo dell’ Opera del Duomo gibi önemli sanat galerileri yer alsa da bizim için sokaklarda kaybolmak daha keyifli.
Kısa bir yürüyüşün ardından Floransa’nın bir diğer ünlü noktası olan Signoria Meydanı’na geliyoruz. Buranın da Duomo Meydanı’ndan farkı yok. Meydanda gösteri yapan sokak sanatçıları, büyük bir keyif içinde etrafı keşfeden gezginler, etrafta yer alan ünlü moda mağazalarında alışveriş yapanlar, çevre kafelerde lezzetli kahvelerin yanına güzel muhabbeti ekleyenler… Kısacası bu noktada şehrin her yüzünü görmek mümkün. 14. yüzyıldan beri Floransa’nın siyasi kalbi olan Vecchio Sarayı tüm heybeti ile meydanda yükseliyor. Bölgedeki bir diğer dikkat çekici eser ise Michelangelo’nun ünlü eseri olan Davut Heykeli. Özellikle turistler heykele yoğun ilgi gösterse de burada yer alan heykelin birebir kopyası. Orijinal eserin Akademi Galerisi’nde sergilendiğini öğreniyoruz.
Neptün Çeşmesi yanında biraz soluklandıktan sonra kaldığımız yerden gezmeye devam ediyoruz. Sıradaki durağımız Floransa’nın en ünlü dini yapılarından olan Santa Croce Bazilikası. Kısa bir yürüyüşün ardından bazilikanın olduğu meydana geliyoruz. Zaten Floransa’nın en sevdiğim özelliklerinden biri de her yere kısa yürüyüşlerle ulaşılabiliyor. Böylece hem şehirde gezmeye ayırdığınız zamandan tasarruf etmiş oluyorsunuz hem de toplu taşıma ile uğraşma stresinden kurtuluyorsunuz. Ulaşıma para harcamama da işin ekstrası. Santa Croce Bazilikası sahip olduğu tasarım ile insanı kolayca etkiliyor. Ayrıca buranın ünlü İtalyan sanatçılar ve filozofların mezarlarına da ev sahipliği yaptığını öğreniyoruz. Michelangelo, Machiavelli, Gentile, Galileo, Foscolo ve Rossini bu isimlerden birkaçı.
Sıra dışı Bir Köprü: Ponte Vecchio
Bazilika çevresinde dolaştıktan sonra istikametimizde şehrin en önemli simge yapılarından olan Vecchio Köprüsü var. Köprü yolunda ilerlerken Floransa’nın dünyaca ünlü sanat galerilerinden olan Uffizi’nin olduğu bölgeden geçiyoruz. Galeri önündeki uzun kuyruklar ve sanat galerileri gezmek yerine sokaklarda gezmeyi tercih etmemiz bizim yola devam etmemizde etkili oldu. Öğrenmek isteyenler için kısaca Uffizi’den bahsetmek gerekirse Louvre Müzesi Paris için ne demekse Uffizi de Floransa için o demek. Burada ülke tarihinin en ünlü ailelerinden olan Mediciler’in parasal destekleri ile Michelangelo, Botticelli, Raffaello Sanzio, Leonardo Da Vinci gibi dönemin en iyi ustalarının çeşitli eserleri görülebilir.
Floransa’nın açık hava müzesi tarzındaki sokaklarında gezerken sonunda, Arno Nehri üzerinde tüm güzelliği ile duran Ponte Veccio karşımıza çıkıyor. Köprünün nehre bakan kısmının tasarımı oldukça sevimli. Yapının iç kısmında ise bir zamanlar kasaplar, tabakhaneler ve demir atölyelerinin yer aldığı öğrenmek son derece şaşırtıcı çünkü günümüzde burası şehrin en gözde kuyumcularına ev sahipliği yapıyor. Köprüdeki en ilginç yapı ise Vasari Koridoru adı verilen bölüm. Burası nehrin iki yakasındaki Pitti Sarayı ve Vecchio Sarayı’nı birbirine bağlayan özel bir yol. Mediciler zamanında bu yolu kullanarak halk içine karışmadan sarayları arasında ulaşım sağlarmış. Günümüzde ise bu koridor Uffizi’nin bir parçası ve yalnızca gruplar ile gezilebiliyormuş.
Piazzale Michelangelo’dan Eşsiz Gün batımı
Gezimizde yeni rotamız Floransa manzarasını en güzel seyredebileceğimiz yer olan Piazzale Michelangelo. Burası şehrin eşsiz manzarasını özellikle de keyifli bir gün batımını seyredebileceğiniz en güzel nokta. Başta Floransa Katedrali olmak üzere şehrin en etkileyici yapıları bu noktadan çok daha farklı gözüküyor. Meydanda yer alan Michelangelo eserlerinin kopyalarını da unutmamak lazım. Buraya şehir merkezinden yürüyerek ulaşabileceğiniz gibi 12 ve 13 numaralı belediye otobüsleri ile de ulaşabilirsiniz.
Floransa’nın ünlü pazarı ve Toskana’nın zeytinyağı
Alışveriş bizim gezilerimizde en keyif aldığımız konulardan biri. Özellikle sokak pazarı ya da ünlü marketleri gezmeyi ayrı bir severiz. Bu yüzden Floransa’nın en ünlü pazarlarından olan Mercato Centrale’yi kaçırmak olmaz. Pazarda birbirinden güzel sebze meyvelerin yanı sıra çeşitli yiyecekler de bulabilirsiniz. Ayrıca halkın gündelik alışveriş ritüelini de gözlemleyebilirsiniz. Alışverişten bahsetmişken Floransa’dan deri ayakkabılar, çantalar, kemerler alabilirisiniz. Çeşitli seramik ve mozaik ürünleri ise özel bir hediyelik eşya arayanlar için ideal.
Alışveriş sonrası sıra yemekte. Toskana Bölgesi’nde yetiştirilen zeytinlerin işlenmesi ile elde edilen yağ çeşitleri Floransa yemeklerine ayrı bir lezzet katmış. Pizza, spagetti ve dondurmadan bahsetmeye zaten gerek yok. La Carraia ve il Gelato şehirdeki ünlü dondurmacılardan. Unutmadan, şehir merkezinden dış bölümlere doğru yol aldıkça yeme içme fiyatları doğal olarak ucuzluyor.
Floransa’da gün bitse de gezilecek daha bir çok yer var. Eğer şehirde zaman kısıtlamanız yoksa Akademi Galerisi, San Lorenzo Bazilikası ve içinde ünlü Brancacci Şapeli’nin yer aldığı Santa Maria del Carmine kiliseleri ve şehrin ünlü meydanlarından Repubblica’yı gezi listenize ekleyebilirsiniz. Eğer şehir dışına küçük bir kaçamak yapmak isterseniz de eğik kulesi ile ünlü olan Pisa’ya geçebilir, kule etrafında birbirinden komik pozlar veren gezginleri seyredilirsiniz